Bu yazıda, Persil’in bir reklam filmi üzerinden reklamların toplumsal cinsiyet rollerine nasıl katkı sunduğunu ele alıyoruz.

"Annem Bir Süper Kahraman": Sözlerle İnşa Edilen Rol Kalıpları

Persil’in reklamı, bir çocuğun “Benim annem bir süper kahraman” sözüyle başlıyor. Bu cümle her ne kadar sevgi dolu görünse de, kadınların üzerindeki görünmeyen yükleri romantize eden bir söylem barındırıyor. Toplumda kadınlardan beklenen "hem çalışkan hem titiz hem de iyi bir anne" profili bu tür ifadelerle yeniden üretiliyor.

Çalışan Kadın da Ev İşi Yapmalı mı?

Reklamda yer alan Pınar Altuğ, çalışan bir kadın olarak sunuluyor. Ancak “Biz titiz hanımların tercihi” sloganıyla, onun ev işlerini de eksiksiz biçimde yapması gerektiği mesajı veriliyor. Bu, modern görünen ama aslında geleneksel cinsiyet rollerini pekiştiren bir yaklaşım. Kadın çalışabilir ama ev işi yine onun sorumluluğundadır.

Temizlik Reklamlarında Neden Hep Kadınlar Var?

Temizlik ürünlerinin reklamlarında hâlâ ağırlıklı olarak kadınlar yer alıyor. Erkeklerin bu rollerde ya çok az temsil edildiği ya da hiç yer almadığı görülüyor. Bu da, kadınların temizlik ve ev içi sorumluluklarla özdeşleştirilmesini sürdürüyor.

Medya Ne Yapar, Toplum Ne Düşünür?

Reklamlar, yalnızca ticari değil, aynı zamanda kültürel birer aktarıcıdır. Kadınların anne, eş ya da ev hanımı rolleriyle sürekli ekranda yer alması, bu rollerin doğal ve değişmez olduğu algısını yaratır. Bu da, kadınların kariyer hedeflerini geri plana itebilecek, önyargıları besleyen bir medya dili üretir.

Toplumsal Algı Değişebilir mi?

Reklam sektörü, kadın temsiline dair kalıpları yeniden üretmek yerine dönüştürme gücüne sahip. Kadını yalnızca ev işiyle değil, üretimde, yönetimde, bilimde ve sanatta da temsil eden reklamlar, toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sunabilir. Artık markalar için yalnızca ürün satmak değil, toplumda sorumluluk almak da önemli bir değer.

ETİKETLER